Yeni bir dünya
Düşüncenin ya da hayal kurmanın da bir sınırı olmalı diyorum artık…
En azından kendi adıma böyle düşünüyorum…
Detaylara fazla girmemeyi ne kadar çok arzu ederdim aslında…
Bilhassa nerden gelip nereye gidiyor olduğumuzun detayını düşünmüyor olsaydım keşke…
Amerikalı bir gökbilimci Dünyamızın özelliklerine sahip bir gezegenin varlığından bahsedince
yine beynimin hücreleri zorlanmaya başladı…
Anlatılanların, anlamama yetmediği iç dünyamda, yaradılışı anlamak isteme çabalarımın girdabına kapıldım yine…
Bir an önce ‘Gliese 581 g’ isimli atmosfere sahip gezegene gidilse diye sabırsızlanıyorum…
Hele bir de canlılara rastlanıldığını düşünsenize…
Onların davranışlarını gözlemleyip bizimki ile kıyaslamayı çok isterdim…
Benzer davranışlar gösteriyor iseler kainatı da çözmüş olurduk hiç olmaz ise…
Bilhassa canlıların menfaatleri için gösterdiği içgüdüsel davranışların anlaşılması önemli benim için…
Varsa eğer o gezegendeki çakallar da arslanın avlayıp yedikten sonra bıraktığı ceylandan geriye kalanı paylaşmak için
birlikte hareket edebiliyorlar mı acaba?
Arslanı olmayan ülkelerde ise, arslan gibi bir liderin çevresinde kayyumsuz kongreleşip kaç alınacağına karar vermek için
birlikte hareket edebiliyorlar mı?
Sorular uzar gidiyor bende her yöne çekilecek şekilde…
Yiğidi öldür hakkını inkar etme demişler…
Artık ben de kitaba ya da kitabına uygun davrananların hakkını kesinlikle inkar etmiyorum …
Çakalsa da, kaç alsa da…