Yaşayan ve düşünen insan üzerine…
Çevresinde olup bitenlere bakmayı bilen ve gören olmak.
Anlamaya çalışmak. Yorumlamak ve sonuçlar çıkarmak.
Çözümler konusunda düşünmek ve üretmek.
Özgür olmak ve konuşmak.
Yanlışa ve doğruya tavır koyabilmek.
Çevresinde olup bitenlere bakmayı bilen ve gören olmak. DÜŞÜNEREK YAŞAMAK
Anlamaya çalışmak. Yorumlamak ve sonuçlar çıkarmak.
Çözümler konusunda düşünmek ve üretmek.
Özgür olmak ve konuşmak.
Yanlışa ve doğruya tavır koyabilmek.
Düşündüğü doğrultuda aktif olmak. Benzer düşüncelerle bir araya gelmeyi ve birlikte çalışmayı istemek ve başarmak.
Karşı düşünceleri irdelemek, kendi düşünceleriyle karşılaştırmak.
Bulunduğu yeri ve neden orada olduğunu bilmek.
İçinde bulunduğu insan ilişkilerini gözden geçirmek.
Ön yargılardan kurtulmak.
Küçük hesapları fark etmek, tedbirler almak ama küçük hesaplar içine dâhil olmamak.
Kendini tanımlamak. Bunu yaparken eksik bir şey bırakmamak.
Birlikte olduğu insanlardan kendilerini tanımlamalarını istemek.
Yeteneklerini bilmek ama fazlasını istememek, daha azına razı olmamak.
Duyarlı olmak. “ Bana ne “ dememek. “ Bunu böyle yaparsam beni yanlış anlarlar “ tedirginliği yaşamamak.
Okumak ama okuduklarından yararlanıp sonuçlar çıkarabilmek. Okumak ama hiçbir şey bilmediğin noktasından uzaklaşmamak.
Sürekli tüketen değil üreten olmak.
Her yaş ve konumda yapacak bir şeyler olduğu gerçeğini hiç göz ardı etmemek.
Bir günün etkinlik sorgulamasını yaparken birkaç cümleden fazlasını kurabilmek.
Yaşam içinde canlı kalabilmek.
Önemli ve değerli sayılanlar içinde bir katkı olmak.
İnsanları çok sıradan nedenlerle yüceltip yine çok sıradan nedenlerle mahkûm etmemek.
Kendine güvenmek ama her zaman ötekilerin konumlarının farkına varmak.
Söylediklerini önemli saymak ama ötekilerin ne dediğini atlamamak.
İşte bunlar, yaşayan insanın özellikleri arasında sayabileceklerimiz.
Yaşayan insan olabilmek gerek.
Yaşayan insan yaşamın içindeki insandır. Yaşamın içindeki insan da yaşamı bilir.
Son dönemde yaşamın içinde olmaya çalışan, yaşayan insanların sayısı artmaya başladı. Onlar güç olacaklar. Onlar etkileyecekler. Onlar değiştirecekler. Onları günlük yaşamın gidişine müdahil olacaklar.
Onlar güç olduklarında ise Yenişehir’de işler değişecek. Bu değişiklik günlük yaşam üzerindeki baskıyı kıracak ve daha özgür bir ortam yaratacak. Daha özgür ortam da yaşayan insanın üretim zemini olacak. Bu zeminde nelerin yeşereceğine de yaşayan insanlar karar verecek.
Düşünmek, karar verme ve sorgulama alışkanlığı kazandırır. Bu alışkanlık insanı birey yapar.
Düşünen insan, işini iyi yapmanın yanında, bulunduğu ortamda, sosyal yaşam içinde yer alıp bilgi birikimini ve deneyimlerini paylaşır. Bu paylaşım kişide olgunlaşma sağlar.
Düşünerek yaşamak zordur.
İçinde bulunduğumuz şartların yaratıcıları, düşünen insanı sevmez. Yaptıklarının açığa çıkma endişesi, onları rahatsız eder.
Onlar; bu rahatsızlıklarını düşünen insanlara fatura ederler ve çoğu zaman da ödetirler.
Düşünmeden yaşayanlar ise daha rahattır. Çoğu mevcut ortamla ve bu ortamda olup bitenlerle uyum içindedir. Bir anlık mutluluk, bazen para, bazen de küçük bir iltifat gözlerinin kamaşmasına yeter.
Günümüz dünyasını ve Türkiye’sini anlamak, yorumlamak düşünen insanlar için zordur. Yaşadıkları yerle ilgi düşüncelerinde bile haklı olamazlar. Her güzel şeyin yanında yer alınacağına dair umutları, çabuk tükenir. Güzel olanla birlikte olabilmeyi başaramadıkları için yanlışa karşı da ortak tepki geliştiremezler.
Düşünerek yaşadıklarını varsaydığımız, okumuşlarımız yaşamın neresinde?
Bu insanlar, günlük işleri yanında ya da dışında ne yapıyorlar?
Hangi sosyal faaliyetin gerçekleştiricisi ya da izleyicisidirler?
Çevresinde kimlerle neyi paylaşırlar? Ne zaman sorumluluk alırlar ya da neden almazlar?
Doğruları ve yanlışları yok mudur? Okurlar mı? Tartışırlar mı? Çevresinde olup bitenlerden etkilenirler mi?
Vurdumduymaz olma hakları var mıdır? Mutlu mudurlar?
Öyleyse bunu nasıl başarabilmektedirler?
Kendi meslek örgütlerinde bile toplantıya katılamıyor olmak canlarını acıtmaz mı?
İşten eve, evden işe bir yaşam tat veriyorsa bile nasıl yeterli bulanabilir?
Yenişehir’imizin öğretmenlerinden, avukatlarından, doktorlarından, eczacılarından, muhasebecilerinden söz ediyorum.
Kaç tanesini ne zaman, nerede, ne yaparken gördünüz?
Kaç tanesinin doğrunun yanında, yanlışa karşı tavır koyduğuna tanık oldunuz?
Düşünerek yaşayan insanlarsınız. Öyle olmalısınız. Belki de düşünerek yaşamanın güçlüğü, içinde bulunduğunuz sessizliğin nedeni.
İsterseniz konuyu bir kez daha yeniden düşünelim.