Uludağ milli park olarak kalmalıdır

Milli parklar, doğal niteliği eşsiz alanlar olarak bilinir. Yalnızca bulundukları bölgeye has türleri barındırdığı ve sınırları içinde yerleşim birimi bulunmadığı için milli park ilan edilmişlerdir. Milli parklar, insan etkinliklerinin sınırlandırıldığı, bölgenin insan müdahalesi olmadan kendi doğallığına bırakıldığı yerlerdir. Yasalarla korunur. Milli Parklar Kanunu, milli park içinde ülke savunması için önem taşıyan askeri tesisler dışında her türlü yapılaşmayı yasaklar. Aynı kanun, her türlü ticari iş ve işlem yapılmasını, milli park kaynaklarının kullanılmasına da yasak getirir.
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) geçtiğimiz günlerde Uludağ’ın milli park alanı olduğunu hatırlatan bir bildiri yayınladı.
Bu bildiride, kanuna göre hayvan otlatmanın bile yasaklandığı Uludağ Milli Parkı, devlet ve özel sektör işbirliğiyle Milli Parklar Kanunu’na aykırı uygulamaların hedefi olmuştur denirken önemli gerçekler gündeme getirildi.
DOĞADER’e göre Çevre ve Orman Bakanlığı Uludağ’ın milli park olduğunu unutturmaya çalışıyor. Bunun için de bakanlığın Uludağ’ı birkaç kez turizm alanı ilan etme girişiminde bulunduğundan bahsediliyor. En son 2006 yılında AKP Hükümeti ve Bakanlar Kurulu kararıyla başlatılan bu girişimin Bursa Barosu öncülüğünde DOĞADER ve bazı TMMOB bileşenlerinin açtıkları dava sonucu durdurulduğu hatırlatılıyor.
Daha da önemlisi AKP Hükümeti ve Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, Uludağ’ı Milli Park niteliği dışına çıkaracak çalışmaları sürdürdüğü vurgulanıyor. Bunun nedenini de Uludağ Oteller Bölgesi’ndeki bazı otellerin, şaibeli 49 yıllık kullanım izin sürelerinin sonuna gelmiş olmasına bağlıyorlar.
Çevre ve Orman Bakanlığı 2008 yılı içinde açtığı “Peyzaj Planlama, Kentsel Tasarım ve Mimari Proje Fikir Yarışması” ile milli park niteliğine kavramlarını yan yana getirildiği söylenirken bakanlığın yarışmayı Milli Park Kanunu’na aykırı yasadışı bir niteliğe taşıması eleştiriliyor.
DOĞADER, “Bu ve benzeri uygulamalarla Çevre ve Orman Bakanlığı’nın kendi varlık nedenine, görev ve sorumluluklarına ihanet içinde olduğu görülmektedir” diyerek bakanlığı sert bir ifadeyle eleştiriyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Uludağ için hazırladığı son planların 17 Haziran 2010 günü bir toplantı ile tanıtıldığı ve bu projede 49 yıllık kullanım izinleri dolan yapıların ortadan kaldırılması beklenirken, sergilenen projede tam tersi uygulamaların hedef alındığını ifade eden DOĞADER eleştirilerini şöyle sürdürüyor ve
“Kanun gereği yapılaşmanın olmaması gereken Uludağ Milli Parkı için geliştirilen projede, toplam 3500 araçlık otoparklar, kongre merkezleri, geniş spor alanları, sağlık, asayiş, ibadet alanlarının var olduğu bir yerleşim birimi projesi ortaya çıkartılmıştır” diyor.
Milli parklar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insan etkinliklerinin sınırlandırıldığı alanlar olmalıdır. Dünyada milli parklar, konaklamanın ve yapılaşmanın olmadığı günübirlik ve sınırlı alanlarda insan ziyaretlerine izin verilen alanlar olarak bilinir. Milli Parklarımızda yapılaşmalar ortadan kaldırılmalı ve tüm dünyada olduğu gibi konaklamasız günübirlik insan ziyaretlerine izin verilmelidir.