Oy verenler sizi

Vakt-i zamanında ülkenin yüzde altmışı için söylenilen sözleri haklı çıkartacak fırsatı bu sefer de kıl payı kaçırdınız…
Ben inanıyorum ki başaracaksınız, yılmayın sakın…
Yalnız Tophane Baskını gibi dangalaklıklar yapıp da halkı kendinizden soğutmayın sakın…
İddia edilen yüzde altmışlık özelliğe de Sultana kavuşmaya da az kaldı…
Ben de yanınızdayım artık hem maddi hem manevi…
Oyunu kullanamayan bir parti lideri gibi ben de oyumu kullanamayarak manevi olarak yüzde altmışı yakalamaya çalışan değerli insanlara manevi destek oldum…
Nerede oy vereceğimi bilmiyor değildim…
Şeyimi hangi sandıkta vereceğimi biliyordum anlayacağınız…
Ama kader ağlarını örmüştü ben de sandığa gidemedim…
Gerçi literatür de değişti zaten…
Şeyinden haberi yok öz deyişi, oy vereceği
yerden haberi yok olarak değiştirildi, oy yerinin silindiğini bilmeyenler sayesinde…
Benim sayemde de şey kirası, oy vermeme kirası olarak değiştirilse fena mı olur…
Yirmi iki liralık oy kullanmama cezasını verince maddi olarak da destek olacağım zaten…
Şey ile oy kelimesini değiştirerek şeyi kurtarmış olduk en azından yüzde altmışa ulaşılıncaya kadar…
Her şeye rağmen ülkesinin iyiliği için şimdilik yüzde altmıştan az da olsa bir araya gelip ortak bir payda da buluşan herkesi saygıyla selamlıyorum…
Ne de olsa çoğunluğa saygı göstermek gerek demokrasi icabı…
Olgunlaştım artık, eskiden çoğunluk Tan Gazetesi okuyor diye o gazetenin saygı değer bir gazete olamayacağını savunurdum…
Geçti artık o devirler…
Çoğunluk seçtiyse seçilen de seçen ya da fare de ( isteyenler farenin eş anlamlısını kullanabilir ) saygıdeğerdir…
Yalnız saygı da yetmez…
Sevmek de gerek sizi…
Ah sizi, oy verenler sizi…