Dolar 32,6237
Euro 34,7525
Altın 2.502,71
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 16°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
16°C
Hafif Yağmurlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 25°C

ORHAN KEMAL’İ YAŞARKEN

ORHAN KEMAL’İ YAŞARKEN
25 Eylül 2012 22:05
A+
A-

Geçen yıl yolum tesadüfen Cihangir’deki Akarsu caddesine düşmüştü. İlk o zaman keşfetmiştim İkbal Kahvesi’ni. Ve ilk o zaman gördüm müzeyi. Varlığından bile haberim olmamış. Oysa edebiyatsever ve üstelik gezmeyi seven biri olarak çoktan gezip, görmüş olmalıydım.

Yazı masasından kalemlerine, daktilosundan yatağına dek tüm özel eşyalarının sergilendiği bir müze evdi burası. Duvarlarda onun ailesiyle ve arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğrafları bulunuyordu. Orhan Kemal’ in oğlu Işık Öğütçü tarafından hayata geçirilmiş bir projeymiş bu müze ve yanındaki İkbal Kahvesi…

Türk edebiyatımızın ölümsüz ustalarından biri kuşkusuz Orhan Kemal’dir. Adı bütün çocukluğum boyunca benim için bir efsaneydi. Edebiyat dünyasına girişi Baba Evi ve Avare Yıllar isimli romanları ile olmuştur. Eserlerinde gerçek hayat ve hayatın içinden insanlar göze çarpar. İnsana olan sevgisini her satırında hissedersiniz. Tanıdık gelir karakterler. Bizden, sizden bir şeyler yakalarsınız…

Yaşadıklarından öykünür. Sokaktaki insanı, özlemlerini küçük detayları bile göz ardı etmeden aktarır okurlarına. Başkalarının hayatlarını yaşar, özümser, biriktirdiklerini aktarır satırlara.

İşçileri, özellikle de çocuk işçileri anlatır. Ekmek Kavgası’nın unutulmaz öyküsü ‘Uyku’da çocuk işçilerin çalıştıkları koşulları büyük bir duyarlılık içinde anlatmıştır. Kadın işçileri de Cemile adlı romanında…

Yaşananları yazması, insana dönük yazması, konu zenginliği yıllarca okunur kılar eserlerini. Kişilerin iç dünyalarını, kişilik özelliklerini yalın bir dille aktarır okura. Sıradan, küçük insanların güçlüklerle, yokluklarla dolu dünyalarıdır anlatılan. Kenar mahallerin sıkışık yaşamlarını dile getirse de hep bir umut, yaşama sevinci hissettirir. Orhan Kemal’in eserleri pek çok edebiyatçının başucu kitabı olmuştur.

Türk edebiyatında kahramanının adını taşıyan üç büyük romandan biridir Orhan Kemal’in Murtaza’sı. Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf’u, Yaşar Kemal’in İnce Memed’i ise diğer ölümsüz kahramanlarımızdır. Ençok da Murtaza  karakteri ilginç gelir bana.

Fabrikada bekçidir Murtaza. Ona göre bekçilik, çok önemli bir görevdir. “Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti onu buraya sarhoşlardan korksun, hırsızlardan avanta alsın, gece yarılarından sonra da tam siper horlasın diye bekçi tayin etmemişti.” “Yukarıda Allah, Ankara’da Devlet hem de Hükümet, burda da Murtaza’ydı. (…) Görmüştü kurs, almıştı çok sıkı terbiye amirlerinden. Sonra sakınmazdı gözünü vazife sırasında budaktan bile!”

Murtaza, bekçiler de dahil olmak üzere sıradan insanlardan ayrı tutar kendini. Kendine ve çevresine git gide yabancılaşır. Üstleri dışında herkese küçümseyerek bakar, çünkü hepsinden farklı ve üstün olduğunu düşünür. Çevresindekilere kan kusturur ancak amirlerinin önünde esas duruşa geçer. Git gide yalnızlaşır. Düşler içinde yaşar Murtaza. Bu hali ile Don Kişot’a benzetilir.

Eserlerini okumama rağmen ona ait fotoğrafların, yapıtlarının ilk baskılarının, yabancı dildeki eserlerinin ve kişisel eşyalarının sergilendiği müzede onu daha yakından tanıdım. ‘Ekmek Kavgası’ ile geçmiş hayatının izlerine tanık oldum.

Orhan Kemal Müzesi,  Akarsu caddesi No:30 Cihangir’de. Pazar günleri hariç 10.00 – 19.00 saatleri arasında ziyarete açık. Yazar bu evde yaşamış mı? diye sorarsınız sadece bir müze ev olduğunu söyleyeceğim. Bir zamanlar gittiği kahveden adını almış olan İkbal Kahvesi de sembolik… Orhan Kemal, Cibali’de eski bir evde oturmuş uzun yıllar. Görmüştüm, mütevazı bir evdi. İçinde halen yaşayanlar var.

Orhan Kemal ile Nazım Hikmet Bursa’da üç yıl aynı hapishanede yatmışlar.  Derin dostlukları olmuş. Hatta bir oğluna Nazım ismini vermiş. Ona ait bir yatak dengi, eskimiş bavulu dururmuş cezaevinde.

 O, bizim Emile Zola’mızdır.  Gorki’mizdir. Umarım kıymetini biliriz, yıllar içinde unutup gitmeyiz. Cihangir Akarsu caddesine düşerse yolunuz gezin derim. Yok, yanlış söyledim, yolunuzun düşmesini beklemeyin. Bir hafta sonu planınızın içine dâhil edin.  Müzeyi gezin. Soluklanıp İkbal Kahvesi’nde bir kahve için. Bir Orhan Kemal klasiği olsun elinizde. Ve bırakın kendinizi, satırların arasında kaybolup gitmek üzere…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?