Öğretmenin ne iş yaptığı sıkça sorgulanır.
Yarıyıl tatili, yaz tatili çoğumuzun gözüne batar.
Sorgularken ulaştığımız sonuçları, lafımızı esirgemeden cesurca söyleriz ama hiçbirinde objektif olamayız.
Bilmeyiz öğretmenin yaptığı işin ayrıntılarını.
Öğretmenin sessiz sedasız yürüttüğü işin boyutları; çoğu kez ailesini ihmal etme pahasınadır ama o bunu kimseye anlatamaz.
En yakınındakiler bile ciddiye almaz, onun “Yorgunum” demesini.
“Ne yaptın da yoruldun” der gibi bakarlar.
Öğretmen Ne iş yapar? Sorusuna cevap aradım.
İnceledim ve bildiklerime, öğrendiklerimi ekledim.
Çıkan sonuçlara ben de şaşırdım ve paylaşmak istedim siz okurlarımla.
Öğretmen; yüzlerce işi, aynı anda, tüm ayrıntılarıyla ve şikayet etmeden sürdürüyor.
İşte, tespit edebildiklerim:
Yıllık ve günlük plan yapıyorlar, OGYE çalışmasına katılıyorlar. TKY çalışmalarında bulunup nöbet tutuyorlar.
Sınıflarını düzenliyor, panolar hazırlıyorlar. Tüm toplantıları, hafta sonlarında veya ders saatleri dışında yapılıyor.
Kurumların açtığı sınavlara ucuz iş gücü olarak gidiyorlar. Seçimlerde zorunlu olarak sandık başkanı oluyor, her çeşit tören, kutlama vb. programa katılıyorlar.
Her hafta, tüm öğrenciler için ve tüm derslerde değerlendirme formlarını, her dönem sonunda kişisel dosyaları ve öğrenci tanıma fişlerini dolduruyorlar.
Portfolyo dosyalarına hiçbir çalışma getirmeyen öğrencilere çalışmalarını getirmeleri için yalvaracak düzeyde çaba sarf ediyor, öğretmenliği, öğretmenlerden iyi bilen velilere dert anlatıyorlar.
Sosyal kulüp ve rehberlik çalışmaları için toplantılar yapıyor, anket düzenliyor, rapor hazırlıyorlar.
Öğrencilere çalışma kâğıdı ve bir gün sonrasının etkinliğini hazırlıyor, velilerle görüşüp teneffüslerde öğrencilerin şikayetlerini dinliyorlar.
Panolara astıklarını, belli aralıklarla dosyalıyor, her hafta rehberlik ve sosyal etkinlikler dersi için tutanak tutuyorlar.
40 dakikada yüz kere “öğretmenim” diyen bücürlere “efendim” diyor, kavga edenleri ayırıyor, kafası gözü yarılanlara, pansuman yapıyorlar.
Başarı testleri hazırlıyor, uyguluyor ve bunların değerlendirmesini evlerinde yapıyorlar.
Öğrencilerin evlerine gidilip hal hatırı sormak, saha çalışması yapıp okula gelmeyen öğrencileri toplamak ve okula getirmek de yine öğretmenlerin görevleri arasında.
Temizlik, spor, fotokopi, demirbaş, sabun, tuvalet kağıdı için para topluyorlar. Bu durum onları çok rahatsız etse de kaçamıyorlar.
Taşımalı öğrencileri sabah servisten inerken sayıp kontrol ediyor, öğle yemeğinde listeden çağırıp sıraya koyuyor ve okul çıkışı öğrencileri servislerine bindiriyorlar.
Belirli Gün ve Haftalarla ilgili program hazırlıyorlar, Bu programlara öğrencilerin katılımını sağlamak da yine onların sorumluluğunda.
Belirli günler ile ilgili pano ve duvar gazetesi hazırlıyorlar. Panolar için yazı ve şiirlerin bulunması ya da denetlemesi de öğretmenin görevleri arasında.
Kanuni hak olan sevk ve izin isterken mahcup oluyorlar.
Sevkler, dersin olmadığı bir zamana denk getirilmesi gerektiği için çoğu zaman, hasta hasta derslere giriyorlar.
Veli toplantıları yapıyor, yeni müfredat ve öğrenciler hakkında velileri bilgilendiriyorlar.
Gözlem dosyaları tutuyorlar. Sınıf başkanı, kitaplık görevlisi, temizlik başkanı seçip görevlerini yapıp yapmadıklarını günlük olarak takip ediyorlar.
Çocukların elbise, saç, tırnak temizliği ile ilgileniyorlar. Deneyler, gözlemler, etkinlikler hazırlıyorlar.
Başarısızlığın sebebini araştırıp Müdür Bey’e hesap veriyorlar.
Birilerine ek ücret verebilmek için açılan seminer, hizmet içi eğitim vb. şeylere gerçekten ihtiyacı olup olmadığını bilmeden, sormadan zorunlu olarak ders saatleri dışında katılmak zorunda kalıyorlar.
Öğrencilerin kılık kıyafet kontrolünü yapıyor ve zaman zaman buna, öğrencilerin çantaları ile başlarındaki bitler de dahil ediliyor. Okula getirilmesi yasak olan eşyalar için tutanak tutuyor, bu eşyalar ailelerine teslim ediyorlar.
Her dönemin başında ve sonunda yapılan zümre öğretmenler kurulu toplantılarında, müfredatı değerlendiriyor, rapor hazırlıyorlar ama bu raporlar bir tek Allah’ın kulu tarafından adam gibi okunmadığı için, onların aynı konulardaki sıkıntıları hiç azalmıyor.
Sözün kısası öğretmenler yeterinden çok çalışıyor.
Milli eğitimin sorunları varsa; bunun kaynağında öğretmen değil bizzat sistemin içinde yönetici pozisyonunda yer alanlar var.