Dolar 32,5126
Euro 34,8641
Altın 2.486,23
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 19°C
Az Bulutlu
Bursa
19°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 20°C
Paz 22°C
Pts 21°C

‘Kerem Gibi’

Geçen hafta güzel bir oyun izledim şiir-tiyatro tarzında.
Zaman zaman coşku içinde, zaman zaman gözyaşlarımı
içime akıtarak seyrettim `Kerem Gibi`yi Dostlar Tiyatrosu`nda.

‘Kerem Gibi’
21 Aralık 2010 11:02
A+
A-
Geçen hafta güzel bir oyun izledim şiir-tiyatro tarzında.
Zaman zaman coşku içinde, zaman zaman gözyaşlarımı
içime akıtarak seyrettim `Kerem Gibi`yi Dostlar Tiyatrosu`nda.
Son yıllarda izlediğim en güzel oyun. Bir başyapıt doğrusu…
Nazım Hikmet`in ölümsüz şiirleri bir klasik…
Fazıl Say`ın mükemmel üstü müziği de öyle. Dünya durdukça
çalınıp, dinlenecek türden.
Nazım Hikmet`in şiirlerinden uyarlayan, yöneten ve oynayan
Genco Erkal. Oyunu muhteşem yapan, biraz da onun tiyatro
dehası.
Farklı bir tarz yaratmış. Şiirle belgesel tiyatroyu bir araya getirmiş.
Belgeselin o soğuk, katı özelliklerini, şiirin duyarlılığı, coşkusu,
ateşi ile yumuşatmış. Görüntüler eşliğinde şiir dinletisinden uzak
belgesel bir tiyatroya dönüştürmeyi başarmış.
Genco Erkal`ın Nazım`a olan tutkusu `Kerem Gibi`nin her
satırına işlemiş.
Şiirlerini dinlemeye başladığınızda tüm insani duygularınız
gün ışığına çıkıyor. Sanatçının etkileyici yorumuyla şiirler ete kemiğe
bürünüyor.
Yaşına rağmen sahnedeki performansı görülmeye değer. Sesi
ve mükemmel vücut dili estetiğiyle rol yapmıyor yaşıyor adeta.
Görsellik çok etkileyici sunulmuş. İnsanı oturduğu koltuktan
alıp Nazım`la bir yolcuğa çıkarıyor.
Gösteri başladığı an perdede film de başlıyor ve sonuna
kadar oyuncuya eşlik ediyor. Kimi zaman dekor oluyor, somut
bir mekânı belirliyor, kimi zaman soyut bir fon oluşturuyor.
Bir bakıyorsunuz sahnede beliriyor Nazım, fotoğraflarla, hareketli
film parçalarıyla… Duyguları, düşünceleri gözlerinden
okunan…
Ya da görsel belgelerle şiirin anlattığı dünyaya dalıyoruz: Kurtuluş
Savaşı`na, Küba Devrimi`ne, Hiroşima`ya, Nagazaki`ye,
1977`deki 1 Mayıs yürüyüşüne, tekel işçilerinin direnişine…
20. yüzyılın en büyük ozanlarından biri olan Nâzım Hikmet`in
gençlik yılları, mahkûmiyeti, hapishane yılları, açlık grevi,
zorunlu sürgünlüğü, vatan hasreti, tüm dünyayı kucaklayan
insan sevgisi, dünya barışı için mücadelesi… Şiirsel bir destana
dönüşmüş…
Tüm bu yaşanan acıların ortasında salondan ayrıldıktan
sonra her şeye rağmen yaşamak isteğiniz ağır basıyor. Ve Nazım`ında
söylediği gibi, “Yaşamak güzel şey be kardeşim,” diyorsunuz.
Oyun 35 yıldır devam ediyor, insanlar ayakta alkışlıyor…
Gün gelmiş eser yargılanmış, aklanmış. Gün gelmiş Genco
Erkal sorgulanmış. Ama halen devam ediyor.
Ve sanatçı şöyle diyor: “İnsanlar hala Nazım`ı okuyor. Onun
şiirlerindeki coşku, iyimserlik, umut ve gelecek günlere olan
inanç ve mücadele gücünü duyabilmek için, sanırım önemli
olan da bu.”


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?