Kendine ait bir şeyi çalmak

Levent Kırca’nın bile aklına gelmeyecek bir komiklik gibi gözükse de hayatın cilvesi kişinin başına böyle olayları getirebiliyor…
Kimsenin hayal bile edemeyeceği böyle bir durumun aynı kişinin başına iki kere gelmesi ise incelenmesi gereken ayrı bir durum…
Düşünün ki size ait olan bir şeyi çalmakla suçlanıyorsunuz ve de çaresizsiniz…
Hem de ayrı zamanlarda iki kere…
Kendi malını çalmakla kim kimi suçlayabilir diye sorduğunuzu duyar gibiyim…
Böyle bir suçlamayı yapanın da güçlü olması şarttır tabiî ki…
Yoksa hesap sorarlar böyle bir iftira sonunda…
DEV gibi güçlü olmak lazım…
Örneğin, DEVlet ya da DEV gibi bir şirket olmak gerekir ki haksız olduğunuz da bile kimse sizi suçlayamasın…
Üniversite yıllarımda yaz aylarında buğday toplayan karınca misali çalışıp kışın ailecek yiyebileceğimiz arpaları topluyordum ama gündüzleri kendimize ait taksi de çalışarak ama geceleri düğün salonlarında orkestrada gitar çalarak…
Üniversitenin tatile girdiği 1979 yazında eve geldiğimin ertesi günü arabamın kontrollerini yaptıktan sonra motorunu çalıştırıp hemen yola koyuldum müşteri bulmak amacıyla…
Hiç unutmam bir Pazar günü idi ve ben Mersin sahillerinden dönüş için taksi ihtiyacı olan yolcu bulunur düşüncesi ile plajların önünde turluyorum…
Düşündüğüm gibi de oldu, denize anahtarlarını düşüren bir adam arabasının yedek anahtarlarını almak için Adana’ya gitmek istediğini ve de benimle geri döneceğini söyledi…
Gidiş ve dönüş için ücreti anlaştık…
Adana’ya varınca bir yerde durduk, müşteri yolun köşesinden içeri doğru yürümeye başladı…
Ben de arabadan inip çaktırmadan arkasından bakıyorum öbür köşeden kaçıp gidecek mi diye…
Korktuğum gibi olmadı, adam bir dükkanın kepenklerini açtı ben de rahatladım arabaya doğru dönüp yürümeye başladım ki bir de ne göreyim…
Sonradan baş komiser yardımcısı olduğunu öğrendiğim üniformalı bir polis arabamın sağına soluna bakıyor…
Uzatmayayım konuyu evden ehliyet ruhsatı almadığım ve de yanımda başka bir hüviyet bulunmaması nedeniyle arabayı nerden çaldığımı sorgulamak için beni direk olarak nezarete attı…
Böyle bir durumda hiç kendinizi zorlamayın doğruyu anlatmak için, kesinlikle dinlenmiyorsunuz…
Günümüzde şanslısınız, hiç olmazsa dinleniyorsunuz, uzaktan da olsa…
Haklı olduğunuz anlaşıldığında olan içeride geçirdiğiniz zamanınıza oluyor…
Yirmili yaşlarımda DEVletin polisi tarafından bana getirilen böyle bir ithamdan sonra bu sefer de ellili yaşlarımda DEV gibi bir şirket tarafından bir projenin patent hakkını gasp ettiğim iddiasıyla mahkemeye verilmiş durumdayım…
Bazı şirket yöneticisi, DEV’e, teknolojiye ve yeniliğe ayak uyduramasa da böyle bir ithamı yapmakta hiç zorlanmamaktadırlar…
İşin başka bir üzücü yanı ise gerçekleri bilen diğer şirket çalışanı, DEV’e ayak uyduracak, ekmek teknemizdir diyerek, gerektiğinde doğrudan yana şahit olabilecek cesareti gösteremeyecek durumdadır…
Ekmek teknesinin iddiası ne olursa olsun, ister doğru ister yalan…
Siz fazla üzülmeyin, ekmeği eve ne şekilde getirdiğinizi yoksa soran…