Dolar 32,5533
Euro 34,8856
Altın 2.426,26
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 26°C
Az Bulutlu
Bursa
26°C
Az Bulutlu
Per 21°C
Cum 23°C
Cts 19°C
Paz 21°C

Herkes onu aradı

Herkes onu aradı
17 Kasım 2010 19:43
A+
A-

İçim daraldı. Çatacak insan, kızacak neden aradım.
Bir şey olmuştu ve adını bulamadığım bu şey beni daraltıp bunaltıyordu.
Tören izliyordum. Kendimi dışarıda buldum. Bir süre kaldım.
Düşündüklerimin derinliğinden anlamıştım, bu sürenin uzunca olduğunu.
10 Kasım annemle babamın evlendikleri gündü.
Düğünlerinde davul çalınmamış, eğlence yapılmamıştı.
Babam, her konusu açıldığında, yas günü olduğunu söylüyor, hak veriyor, doğal karşılıyordu.  “Hesap edememiştik, tam da o güne denk geldi” derdi, utandığını hissettirerek.
Annem, mutlu olmamış, o gün gelen “ çalgı yasağı” haberinden.
“Biz yine bir şeyler yaptık, eğlendik ama erkekler sesiz sessiz oturdular” derken yasağı deldiklerini itiraf ediyordu.
Çalgı yasakları devam etti.
Günün birinde Atatürk’ü yas tutarak anmak yerine, onu anlamanın ve anladığımızı göstermenin önemini kavradık.
Kavradık ama bir başka yanlışın içine düştük, Atatürk’ü tanımak adı altında, sorgulamaya çalışırken.
Sorgulansın, sorgulanmasın tartışmaları içinden, kimin samimi, kimin olmadığı tartışmaları çıktı.
Televizyon kanallarına çöreklenmiş bir grup çokbilmiş sözde kanaat önderi, eveledi, geveledi ve yutamayacağını anlayınca da tükürdü bulunduğu yere.
Bugün 10 Kasım’dı ve yine birileri çıkacak tükürüklerini saça saça aynı şeyleri yapmaya çalışacaktı.
İçimdeki sıkıntının önemli bir nedeniydi bu.
Hızla tören alanına döndüm.
Salonda, İ.O. Meslek Yüksekokulu öğrencileri ile Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi öğrencilerinin anma etkinliklerini izlerken gözlerim yaşardı.
Birkaç dakika öncesine kadar tüm organlarımda hissettiğim gerginlik gitmişti.
Sahnedeki öğrenciler rol yapmıyorlar, yaşıyorlardı.
Samimiyet vardı yaptıklarında.
Her şeyi unutmuş, tedirginliğimi atmıştım. En ince ayrıntısına kadar sahnedeki anma etkinliklerini izledim.
Atatürk’ü anlamak, onu önemseyip ondan etkilenmek böyle olurdu.
Aynı samimiyeti, Atatürk Anıtı önündeki saygı duruşu sırasında da görmüştüm.
Aynı samimiyet, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği yemek öncesinde, yemek sırasında ve sonrasındaki teşekkürlerde de vardı.
Atatürk’ü anarken yas tutmanın anlamlı olmadığını anlamıştık.
Ben bu 10 Kasım’da bir şey daha anladım.
10 Kasım; Atatürk’ü Anma günü değildi sadece.
Hepimiz Atatürk’ü özlemiştik ve anmak hiçbirimize yetmedi.
Herkes onu aradı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?