Dolar 32,5987
Euro 34,8108
Altın 2.496,49
BİST 9.464,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 17°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
17°C
Hafif Yağmurlu
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 25°C
Sal 25°C

Görülmeye değer

Görülmeye değer
3 Kasım 2010 09:11
A+
A-

Yeryüzüne geldik, yaşayıp gidiyoruz…
Geriye sadece yaşatılabilenler kalıyor; kültür kalıyor, sanat kalıyor ve her şeyden önce tarih kalıyor…
Anımsıyorum: 1975’ler… Buzdolabı henüz girmiş evlere. Tek kapılı olanından var. Çamaşır makinesi de yeni, merdaneli. Televizyonu almamıza kısa bir süre kaldı. Radyolar tabii ki en popüler eğlence aracı.
Bu söylediklerim çok önemli şeyler o yıllarda. Bakıyorum da bugünlere gelene kadar ne çok yeni ürün girmiş hayatımıza. Sadece girmekle kalmamış süratle gelişme kaydetmiş. Hep bir üst model arayışı ile ilerlemiş. Biz farkına varmadan neler gelmiş, neler gitmiş…
Geçenlerde turist gibi İstanbul’u gezme fırsatım oldu, doğruca Rahmi Koç Müzesi’ne gittim. Daha yeni mi gittin diyeceksiniz. Kendime kızıyorum zaten…
Bu gezi, hem geçmişi, hem de teknolojiyi keşfetmem için zevkli bir fırsat oldu. Müze, eski İstanbul’un merkezinde, Haliç’in kıyısında iki tarihi binaya sahip. İlk olarak 1994’de tarihi Lengerhane binasında kurulmuş. Zamanla sergi alanı dar gelmeye başlayınca müzenin karşısında bulunan Hasköy Tersanesi’ni de alan vakıf, aslına sadık kalarak restore etmiş.
Yediden yetmişe herkesin ilgisini çekecek, sanayimizin, tarihimizin, geçmişimizin bir nevi tekrarını burada görmek mümkün. Teknolojinin nasıl geliştiğini, sergilenen endüstriyel objelere bakınca anlayabiliyorsunuz. Her yer tarih kokuyor.
Tüm cihazların çalışma mantıkları ve detayları uygulamalı anlatılmış. Özel efektler, mp3 çalarlar vasıtasıyla dinlenebiliyor. Hem eğiten hem de eğlendiren müzede, makinelerin nasıl çalıştığını görmek ve fizik deneyleri yapmak da mümkün.
Mesela bulaşık makinesi, ilk modeli ile karşınızda duruyor. Basıyorsunuz düğmeye, başlıyor bulaşık yıkamaya. Keza çok eski model otomobiller, motosikletler… Hepsi çalışır halde.
Herkesin geçmişinde iz bırakan bir eşyası vardır. Bu eskilik, sizi çağırır bir yerlerden. Aramakla kolay bulunmaz, bulanlar antikacı olur. Benimkisi otomobillermiş, bilmediğim bir yönümü daha keşfettim. Ayrılırken bir oyuncak araba alıyorum hatıra olarak…
Burayı gezerken karşınıza öyle bir şey çıkıyor ki sizi başka bir zamana yolculuğa götürüyor. Kadıköy-Moda tramvayı karşımda, binip gitmek geliyor içimden, ama eski İstanbul’a… O anı objektif altına alıyorum.
Sevgili Atamız için de bir bölüm ayrılmış. Bavulu, ayakkabıları, papyonu, mührü, okka takımı, evrak çantası, mendiliyle ona ait bir odayı geziyormuş hissini veriyor.
Rahmi Koç Müzesi, sadece müze olarak hizmet vermiyor. Pek çok projeye imza atmış.  Bunlardan biri olan Müzebüs projesi ile uzaklık ve maddi olanaksızlıklar nedeniyle müzeyi ziyaret edemeyen çocuklar hedeflenmiş. Anadolu’daki en ücra köy okullarına gidilerek, teknolojinin tarihi gelişimi anlatılıyor, tarihi eserleri koruma bilinci aşılanıyor.
Müzenin en ilginç yerlerinden biri olan nostaljik dükkânlar, çekici bir cadde üzerine sıralanmış; ayakkabıcı, demirci, eczane, oyuncakçı yer almakta. Geçmişte bir yerlerde dondurulmuş sanki…
Uçaklar, lokomotifler, matbaa makineleri, denizcilik koleksiyonu, bilgisayar tarihine ait objeler… Hepsini saymama imkân yok burada…
Öğreniyorum ki, yaz aylarında Sütlüce-Hasköy arası uzanan nostaljik tren ile Fenerbahçe vapurunun tarihi dokusunda gerçekleştirilen birbirinden farklı aktiviteler düzenleniyormuş.
Bir de restoranı var ki, Haliç’in eşsiz manzarasına karşı…
Müze, Rahmi Koç’a 1996 yılında Avrupa Müzeleri Konseyi Özel Ödülü’nü getirmiş. Hak etmiş doğrusu. Bence müze olmayı aşan öncü bir yatırım.
Müzelerle başı hiç hoş olmayanların bile gönüllerini çelebilecek güzellikler sunuyor. Türkiye’de müze yok diyenler, müze gezmek deyince mazeretlere sığınanlar, buyurun gezin, müze neymiş görün!..

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?