Dolar 32,4571
Euro 34,7340
Altın 2.439,37
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 22°C
Az Bulutlu
Bursa
22°C
Az Bulutlu
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 19°C
Sal 19°C

Doğru bir başlangıç

Doğru bir başlangıç
3 Kasım 2010 09:25
A+
A-

Geçen hafta Cumhuriyetimizin 87.kuruluş yılını kutladık
Yurdun birçok yerinde olduğu gibi önceden hazırlanmış bildiğimiz kutlama programı uygulandı.
Kim nerede ne yapacak, kim nerede duracak, kim şiir okuyacak, günün anlam ve önemini kim anlatacak gibi.
Bütün bunlar, bir yıl öncesinde yapılanlardan da daha öncekilerden de farklı olmadı.
Kutlama programlarına getirdiğimiz ve değiştirmek istemediğimiz kalıp içinde bayram kutlaması yaptık.
Belki de bu nedenle bayram, bayram havası içinde, bayram coşkusuyla kutlanamadı.
Bunun örneklerini çok gördüm.
Kutlamanın bir parçası olunamadığında, bayram gerçek anlamıyla paylaşılamadığında sonuç bu.
Bizler neden daha coşkulu bayramlar yaşayamayız ya da yaşatamayız?
Bu bayramlarımız neden ‘ Bitse de gitsek’ edası içinde yapılır?
Neden çok önemsediğimizi söylediğimiz halde tat alınamaz?
Neden bizim bayramlarımızda hep aynı şeyler olur? Törenlerimizde neden bir telaş ve endişe havasına vardır.
Öğrencilerimize neden “ Bugün bayram yüzün gülsün” demeyiz de “ Sırıtma “ deriz.
Bayram günü bile takındığımız resmi ve ciddi görüntümüzü neden çok sever ve gerekli zannederiz.
Bayram süresince çevremize yağdırdığımız “ Düzgün dur, konuşma, ceketini düzelt, adımlarını uydur, konuşmayı dinle, önüne bak.” vb. direktiflerin altında yatan gerçek bu ciddiyet merakı olabilir mi?
Tören alanını, katılma zorunluluğu olanlarla çevirip bunların dışındakileri bayrama katmayı neden başaramayız?
Bunun nedeni, bayram kutlama anlayışımız olabilir mi?
Konuyla ilgili örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama yararı olacağına inanmıyorum. Çünkü bizim milli bayramlarımız öğrenci etkinliği olarak görülüyor. Öğrenciler etkinlik yapar, yetişkinler mümkün olduğu kadar izlemeye çalışır.
Cumhuriyet Bayramı neden herkesin katılmak isteyeceği bir kutlama anlayışı içinde yapılmaz. Neden bunun bir yolu yöntemi bulunamaz?
Daha farklı nasıl yapılabilir? sorusuna cevap aranmadığı sürece bu kutlamalar böyle olacaktır. Farklı olmak, farklı yapmak içinde yapılanlardan yana olmamak ve yeterli bulmamak gerekir. Bence asıl sorunumuz bu. Yaptıklarımızı, yapabileceklerimizin en iyisi gibi görüyoruz.
Bu yıl; bütün bu eksiklerin giderildiği, değişim yılı olacak.
Kaymakam Samet Erçoşkun, bu açmazın, bu kısır döngünün farkında.
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yeni bir bakış açısı getirmeyi başardı.
Cumhuriyet Kokteyli düzenledi, yüzlerce insanı davet etti ve onlarla bayram sevincini paylaştı.
Yaptığı kısa konuşmada da kısa ve dikkatle seçilmiş cümlelerle Cumhuriyeti anlattı.
Sonrasında ise bu coşkunun devam etmesi için düzenlenen müzik eğlence programında cumhur ile birlikte olmaktan tat aldı.
Bunun adı: Daha farklı nasıl yapılabilir? Sorusuna cevap aranmadır.
Bu anlamda önemlidir. Bu arayış sürdüğü sürece de her yıl daha coşkulu kutlanacaktır bayramlar.
Kaymakam Erçoşkun; Farklı olmak, farklı yapmak için ilk adımı atmış ve kutlama adına şimdiye kadar yapılanları yeterli bulmamıştır.
Yapılanları, yapabileceklerin en iyisi gibi görmemiştir.
Bu, takdir edilmesi gereken, tebrik ve teşekkür edilmesi gereken doğru bir başlangıçtır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?