Dolar 34,3061
Euro 37,1912
Altın 3.018,65
BİST 8.885,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 16°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
16°C
Hafif Yağmurlu
Paz 15°C
Pts 15°C
Sal 15°C
Çar 17°C

…DAĞILDI ENDİŞELERİM

…DAĞILDI ENDİŞELERİM
2 Nisan 2012 17:53
A+
A-

Sık olmayan aralıklarla, farklı nedenlerle gittiğim köyüm, Alaylı’dayım.
Çevremde, yakından tanıdığım akrabalarım ile tanıdıklarım var.
Tanıyamadığım akraba ve tanıdıklarım daha fazla.
Bir masaya oturuyorum.
Gencinden yaşlısına herkesin ortak konusu, “Geçmişte Alaylı” oluveriyor.
Kimi dedemi anlatıyor, kimi babamı.
Kendimi bir anda aile soy ağacını sorgularken buluyorum.
Söz sözü açıyor, sohbet uzadıkça tatlılaşıyor.
Münür Dayım, kahveciden şikayet ediyor.
“Yakıyor bu adam senin gazeteni. Ben okuyamıyorum” diyor.
Gözlerim kahveciyi arıyor ve soruyorum. Ne iştir diye.
Kahveci itiraz ediyor. “Asıl ben şikayetçiyim Münür Dayı’dan, gazete geldiği gün eve götürüyor” diyor.
Her hafta iki gazete taahhüdümle ancak bitiyor tartışma.
Biri kahveci, diğeri Münür Dayım için…
Sıcak olur köy kahveleri.
Mevsim kışsa hele bir başka olur kahve sohbetleri.
Söz sözü açar ve ne kişisel ne toplumsal, atlanmaz hiçbir konu.
Konuşulmadan bitirilmez geceler.
Sonraki gece tekrar edilir belki birçoğu ama yenileri de eklenerek devam eder.
Bazen sıkılır insan ama kalamaz dışında o ortamın.
Kimin hangi konuyu, neden konuştuğu da sorgulanmaz orada.
Olmasa da bir nedeni konuşulur, konuşulması gerekenler.
Eskiden hükümet devrilip yenisi kurulurdu bu kahvelerde.
Şimdilerde pek yapılmıyor artık.
En az konuşulan konulardan biri siyaset.
Nedendir bilinmez ama konuşarak başlayan ve konuşarak biten gecelerde siyaset konuşmuyor.
AKP dönemiyle yakından ilişkili olsa gerek.
Köylü anlamış, konuşmanın yarar getirmediğini.
Çok konuşan, az üreten bir AKP iktidarının yarattığı alışkanlığın farkında.
Kendisi dışında konuşanı sevmeyen ama hiç susmayan AKP’li tiplerin yarattığı bir sonuç bu.
Tam da benzer konuşmaların olduğu bir anda kapıdan giren Ahmet Çevik oturduğum masaya geliyor.
Kendisi CHP üyesi. Son yapılan seçimlerde kongre delegesi olmuş.
Bu nedenle bu günlerde gelen gideni fazlaymış.
Çevik, bu ziyaretlerden rahatsız değil.
Neden her zaman yapılamadığını sorguluyor sadece.
Sohbet sırasında “Allah Razı olsun Fahrettin Kasap’tan önceki başkandan, beni CHP’ye o üye yaptı” diyor.
Mehmet Temel’i kastederek.
Kurulan cümle çok çarpıcı.
Bu cümlenin ilk kez bu anlamda kullanıldığını gördüm.
Anlatılmak istenen ile ortak bir nokta aradım ama nafile.
Alışkın olduğum bir kullanım değil.
Yapılan bir iyiliğe karşın söylenen teşekkür anlamlı bir söz olarak bildiğim bu ifadeyi, yanlış kullanıldı diye düşünürken asıl önemli bir başka konu dikkatimi çekti.
Bir vatandaş, CHP üyesi olmasını sağlayan, İlçe Başkanının adını veriyor ve kendisini, üye yaptığı için hayır, dua ile anıyordu.
Benzer cümlelerle başlayan, beddua içerikli olarak devam eden ifadeler, duymuştum ama böylesiyle ilk kez karşılaştım.
Fahrettin Kasap ile birlikte Yenişehir CHP’de yapılmayan üyelikler getirmişti onu bu noktaya.
Bir partiye üye olmak ile ilçe başkanına minnet duymak arasındaki ilgiyi anlamaya çalıştım uzun uzun.
Ve
CHP üyeliğinin bir iyilik olarak algılanmasında payı olan tüm yöneticileri andım birer birer.
Değişeceğine olan umudumla dağıldı endişelerim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?