Dolar 32,5417
Euro 35,0071
Altın 2.428,75
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 21°C
Az Bulutlu
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cum 23°C
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 20°C

Sözcüklerin izdüşümleri

Sözcüklerin izdüşümleri
16 Mayıs 2011 15:17
A+
A-

Sözcükler, sözcükler, sözcükler… Mutluluğun resmi çizilirken, gökyüzü boyanırken, gözyaşları nehir olmuş akarken onlar vardır. Sesi, tınısı farklıdır. Anlamı özeldir. Şiir gibidir, zihninizde uyandırdığı çağrışımları seversiniz. İzdüşümleri…   *                                                         *                                                         *Kitap: Okumak ne eşsiz bir uğraştır. Bütün yazarlar sizin arkadaşınız olur, onları tanısanız da tanımasanız da. Dostoyevski, Paul Auster, Sait Faik, Halide Edip, Orhan Pamuk… Dostlarım kıymetlidir. Bu nedenle kimseye ödünç kitap vermem. Kütüphanemden kitap alındığında darmadağın olurum. Çok kıymetli bir eşyam çalınmış gibi hissederim. Birileri verirse de mutlu olurum. En güzel hediye kitaptır.*                                                         *                                                         *Sahaf: Bir zamanlar kitabı sevmiş birinin elinden çıkan bir kitabı almak hoşuma gider. Okurken başkasına ait notlarla karşılaşmak mutlu kılar beni. Yazarın yaratıcı evreni, okurun yaratıcı evrenine dönüşmüştür. İki kelam da ben düşerim üstüne. Üçümüz bir satırda buluşuruz…             *                                                         *                                                         *Seyahat: “Kim seyahate çıkarsa anlatacak bir şeyleri olur, onun için ben de bastonumu aldım ve çıktım kutuplara doğru,” diyor yazar. Hızla yaş aldığımı hissettiğim yıllarda sık sık kendime hatırlatacağım Goethe’nin bu sözünü… *                                                         *                                                         *Kafeler: Evimden sonra gelir, diyebilirim.  Bir kafede oturup cafelatte içmenin keyfine diyecek yoktur. Kruvasanlar, kekler… Kahve kokusu… Yeni insan yüzleri… O ambiyans, uğultular… Yalnız başına oturabilir, özel dünyasından kendi dünyanıza bakabilirsiniz. Soluklanıp çayınızı ya da kahvenizi yudumlarsınız. Kitap okunan, yazı yazılan sıcak mekânlardır. Başta Starbucks olmak üzere kafeler oturup insan manzaraları izlemek, bir kitabın sayfaları arasında kaybolmak, yolculuk günlükleri tutmak için en uygun yerlerdir.*                                                         *                                                         *Renkler: Renk, göz ile yakalanan bir ışık tesiri olsa da kalple idrak edilir. Mesela sesin rengi vardır. Ses, kimi zaman sevgiyi, merhameti, kimi zaman kini, nefreti, kimi zaman da aşkı mutluluğu kolayca ortaya koyar. Sokrates kişileri sesleri ile değerlendirirmiş ve şöyle dermiş: “Konuş! Kim olduğunu, ne olduğunu söyleyeyim.”*                                                         *                                                         *Mutluluk: Yüzümüzün yüreğimizle beraber gülümsediği an’dır.*                                                         *                                                         *Ada: İnsanların her biri bir ada sanki…Bazısı çorak, kurak, vahşi… İmkân bulsa kendi kendini terk edecek. Dikkat edin yolunuz düşmesin; sizi kurutur, ateşe verir, kül olup gidersiniz. Kimi var çıkıp soluklanmak mümkün, ancak hepsi hepsi o kadar. Sonrası ne bir ses, ne bir nefes… Kocaman bir yalnızlık…Kimine ulaşmak imkânsız… Bir kulaç bir kulaç daha,  çok şükür vardım, dersiniz. Ama nafile. Sarf ettikleriniz, güç kaybetmenizden başka işe yaramaz. Bir bakmışınız denizyıldızlarını sayıyorsunuz.Dört mevsim yemyeşil çimenler, rengârenk çiçeklerle kaplı, kelebeklerin dans ettiği, arıların şarkı söylediği, sincapların koşup oynadığı cennet köşeler az da olsa yok değil. Onu da kurutmamalı, kirletmemeli. Korumalı ki nefes alacak bir yer kalsın.Arkadaşlık: Birisi ile yola çıkarsınız. Ve belki bir süre sonra o kişi ile yollarınız ayrılır. O bir şehirde kalır, siz bir başka şehre gidersiniz… Akyazı, Tokat, Erzincan, İstanbul, Londra, Yenişehir… Çocukluğumdan itibaren hep böyle oldu.  Benim için uzun süren arkadaşlıklar hiçbir zaman mümkün olmadı…*                                                         *                                                         *Sevgi: Çok özeldir anne sevgisi! Onunla birlikteyken huzur, mutluluk, rahatlık tarifsizdir. Kucağına saklanırsınız bazen yaşınız kaç olursa olsun. Kollarındadır sevgisi, çarpan kalbindedir. En uzak olduğunuz yerde, bir şarkı sizi alıp ona götürür. “Ne zaman ihtiyaç duyarsan yanındayım,” der, eşlik eder gözyaşlarınıza.  İşte o zaman bunu bir anneden başka kimsenin yapamayacağını anlarsınız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?