Dolar 32,5093
Euro 34,9923
Altın 2.436,25
BİST 9.800,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 22°C
Az Bulutlu
Bursa
22°C
Az Bulutlu
Cum 23°C
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C

Cumhuriyet Gençlere, Gençler ‘Şifreye’ Armağan!..

Cumhuriyet Gençlere, Gençler ‘Şifreye’ Armağan!..
29 Mayıs 2011 07:59
A+
A-

İ.Gürşen KAFKAS
Büyük önder Atatürk, Cumhuriyeti ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı gençlere armağan etmişti. Osmanlı çökmüştü, parçalanmak üzereydi. Ulus egemenliğine dayalı, kayıtsız, koşulsuz, bağımsız Türk devleti kurulmuştu. “Ya bağımsızlık ya ölüm” diyerek Çanakkale geçilmezliğini canlarıyla ödeyen binlerce “kınalı kuzular” o yılların gençleriydi.

Baskıya, sömürüye, eşitsizliğe, emperyalist işgale karşı koyan, başaran; özgür ve eşit bir devletin yapısında kanları, canlarıyla duvar ören adsız kahraman gençler!.. Onlar, etnik köken, din, mezhep ayrımı yapmaksızın vatan sevgisi için birlikte dövüşüyorlardı. O korkusuz gençler ki; ölüm kusuyorken yer gök, onlar canlarından siper kazdılar Çanakkale geçilmezliğine. Onlar nice cehennem ateşine “gül bahçesine” girercesine belki aç, belki susuz, uykusuz atıldılar, İnönü’de, Sakarya’da, Kocatepe’de…

Ulusal aydınlanmanın zaferi

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, ülkemizin bağımsızlık sevincinin gençlere armağanıdır. Atatürk’ün devrimi de emperyalizme karşı kazanılmış ulusal aydınlanma zaferidir. Türk ulusunun emperyalist güçlere karşı koyuşu, onun demokratik ve özgürlükçü karakterindendir.

Mustafa Kemal, milleti toplumsal, dayanışmacı temelde örgütleyerek kurtuluş savaşı kararını vermişti. “Milletin istiklal ve istikbalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” deyişi onun ulusal felsefesini yansıtıyordu. Milletine inancı Atatürk’ün başarısının temel kaynağı olmuştu. O, “En büyük savaşımız düşmana karşı değildir. En büyük savaşımız yokluğa, yoksulluğa, işsizliğe ve kendimize karşı olmalıdır” demişti.

Bugün, emperyalistlerce bütün dünyada “parçala, böl, yönet” yöntemi yeniden gündemdedir. Ne yazık ki ülkemizde de etnik ayrımcılığı körükleyen ayrışım çanları çalıyor, başkaldırı ve bölmeyi uygulamaya koymaya çalışıyorlar. Terör can yakıyor. Ölümler fidan gibi gençleri, kınalı kuzuları alıp götürüyor.

Etnik, dinsel, mezhepsel farklılıklar, ülkemizde farklı uygulamalarla huzur bozucu başkaldırıyı körüklemektedir. Kurtuluş Savaşı’nda; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır” demişti Büyük Önder Mustafa Kemal. Bugün, aynı acıların yaşanmaması için kardeşlik, barış, dostluk ve dayanışma sağlanması, ülkemizin birlik ve bütünlük içinde olması için gerekli önlemlerin alınması kaçınılmazdır.

Karanlık güçler dün Osmanlıyı yıkıp ülke topraklarını paylaşma planları yaptılar. Bugün de aynı yöntemlerle etnik, dinsel ve mezhepsel ayrımcılığı terör tırmanışıyla soframıza koyuyorlar. Kırk yılda binleri aşan genç şehit ve gazilerimiz oldu. Halk korku, baskı ve tedirginlik içindedir.

Gençlerimiz işsiz, aşsız beklentide… Eğitimli, eğitimsiz binlerce genç karanlık düşüncelerin basamaklarında… Eğitimli, nitelikli bir gençlik ülkemizin umuduyken; onlara iş verememenin hüznü içimizi acıtıyor. Atatürk; “Düşlerim eğitimle gerçekleşecek” demişti. Seksen sekiz yıllık süreçte eğitimde başarılı olamadık. Çok sorunlu, kopyacı, karmaşık ve yetersiz bir eğitimle çocuklarımıza yazık oluyor.

Gençler, okuma, başarma, yarınlara umutla bakma düşündedirler. Okul, dershane, özel eğitim vb… Birçok özverili çalışmalarla yarınlara umutla koşmaya çalışıyorlar. Ülkece güveniliyorken, ÖSYM ne yazık ki bir süreden beri yaptığı sınavların birçoğunda güven kırıcı, şaşkınlık yaratan istenmez olaylara neden olmaktadır.

Polis meslek yüksekokul sınavı, KPSS eğitim bilimleri sınavı, ALES ve 110 öğrencinin 2010 YGS Matematik sınavı gibi ve de daha bazı benzerleri olduğunu bildiğimiz önemli yanlışlıklar ve skandallar toplumun ÖSYM’ye güveninin zedelendiğinin gerçeğidir. Toplumun güveni bir yana yarınlara umutla bakan, düşleri ve hayalleri yok olan binlerce genç, şaşkın, üzüntülü ve kırgın bekleyiştedir.

YGS sınavındaki şifreleme; güvensizlik ve tepkiler, direnişler ülkenin her yerinde olmaktadır. Sınav kitapçıklarındaki şifreleme iddialarına inandırıcı açıklama yapılamamaktadır. Bu konu yoğun bir yorum, kuşku ve güvensizliğe neden olmaktadır. ÖSYM Başkanı Ali Demir’in somut, inandırıcı ve güvenli bir açıklama yapmaktan kaçındığı görülmektedir. Bu sorun eğitim, öğretim sorunu olmaktan çok, kuşkulu ve çözümsüz bir kanayan yaraya dönüşmüştür.

Gençlere haksızlık

Ülkemizdeki genel seçimlerde bu olumsuzluğun siyasi bir konu olarak işlenmekte olduğu da üzüntüyle izlenmektedir. Şifreleme yönteminin biri / birilerine sızdırıldığı kuşkusu yaygındır. Ülkenin yönetim erki olayı geçiştirme, üstünü örtme yaklaşımında bulunmaktadırlar. Sınava katılan gençlere haksızlık yapıldığı, ayrımcılık ve kayırma kuşkusu ülkemizde konuşulan önemli bir gündem maddesidir.

Gençlerimiz böylesi önemli bir şifreleme ve olası bir kayırma olumsuzlukları yaşıyorken, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı buruk ve endişeli kutladılar.
“Gençler!.. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz” diyordu Mustafa Kemal. Gençlere emanet edilen Cumhuriyet ve devrimin sonsuza kadar yaşayacağı inancındaydı.

O, çağdaş, laik, devrimci meşaleyi gençlerimiz ellerinde tutuyor, yüreklerinde taşıyorlar düşüncesindeydi. Mustafa Kemal, Samsun’dan Amasya’ya gidişinde tanyeri ağarıyor, karanlıklar aydınlığa duruyordu. “Dağ başını duman almış / yürüyelim arkadaşlar” diye ‘Gençlik Marşı’nı çevresindeki genç “zabitlerle” okuyordu. Bu inanışla, yenilen dünya siyasetinin ortasında, yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu.

Çakır gözlü, aslan yeleli Mustafa Kemal gençlerle başarıyor, onlarla övünüyordu. Cumhuriyeti onlara emanet ediyordu. Nitelikli bir gençlik beklentisindeyken, kuşkulu, güvensiz, tedirgin ve umutsuz bir gençlik yaratmak neden?..
YGS’de yaşananların çözümsüzlüğü, inandırıcılıktan uzaklığı gençlerimizde etkileyici ruhsal çözümsüzlüğe yol açması olasıdır. Bunalımlar, intiharlar vb. istenmezlere inandırıcı, akılcı ve bilgiye dayalı ivedi önlem alınmalıdır.

“Ey Türk Gençliği!.. Birinci vazifen Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyetini” diye devam eden görevleri gençlerimizin rehberidir. Bütün bu karmaşalar yaşanıyor olsa da yine de bayramınız kutlu olsun sevgili gençler.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?