Dolar 32,5320
Euro 34,8934
Altın 2.422,04
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 21°C
Az Bulutlu
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cum 23°C
Cts 18°C
Paz 21°C
Pts 20°C

Günahsız Toplum

Günahsız Toplum
14 Haziran 2010 21:15
A+
A-

Her ne kadar ilçemizin genel anlamda büyümesini istiyor gibi görünsek de, bunun aslında ne yönden olmasını istediğimizi pek bilmiyoruz gibi bir durum söz konusu.

İlçemiz nüfus bakımından mı büyümeli yoksa sosyal yönden mi büyüyüp gelişmeli? Soruyu bu şekilde sorunca sanırım herkes düşüncesini sosyal olanakların gelişmesi ve ilerlemesi şeklinde sunacaktır.

Hemen her konuda fikir beyan etmenin demokratik bir hak olduğunu kabul etmemek imkansız. Fakat bu fikir beyanı esnasında genelde ilçemizde perileri bağdaşan herkesin herhangi bir konuda sadece taraf olmak adına bunu gerçekleştirdiğini görmek pek de zor değil. Aslında kendi özgün düşüncesi ya da görüşü olmamasına rağmen –hatta bunu ayan beyan kendisinin de bilmesi işin içinde- yanlış taraflarını görmezden gelip o doğrultuda hareket ediyor olmaları ise gerçekten tuhaf bir durum oluşturuyor.

Yılların alışkanlığından olsa ilçemizin yerleşim alanı fiziksel olarak büyüdükçe insanlar, o büyüme ve gelişme isteklerini unutup her şeyi yine üç karış yerde ayağının hemen dibinde bulmak istiyor. Büyümenin getirdiği çeşitliliğe nedense kimse ayak uydurma peşinde değil, sadece eleştiri peşinde. Her ne kadar yerleşim alanları ilçe kuzeyinde olsa bile, nedense zamanında buralara yerleşen insanlar düşünülüp sosyal hizmet alanları, binaları ve esnaf düşünülerek işyeri alanları oluşturulmamış.
***

Yetişen gençlerimiz sanıyorum memleketlerini çoğu zaman iş darlığı ve imkansızlıklar neticesinde terk edip, farklı yerlerde iş bulup hayatlarını sürdürmeye başlıyorlar. Oysa içlerinden çoğu, büyüdükleri memlekette imkan olsa, hayatlarını orada sürdürmek isteyeceklerdir.
Şimdi bu durumda sanayi, tarım ve ticaret anlamında elbette ilçemizin gelişip büyümesini istiyorsak, gelen imkanları ya körü körüne kabul etmeyeceğiz, ya da körü körüne karşı çıkmayacağız.
Son yıllarda ilçemizde o kadar komik gelişen olaylar var ki; insan konuşmakla konuşmamak arasında kalıyor. Kalıyor, çünkü öyle seviyesiz üsluplarla konuşulup yazılıyor ki, insan çoğu zaman muhatap olmamak istiyor.

Olayın sanayi bölümüne bakacak olursak;

Sadece ben istiyorum diye hoş göstermek, sadece ben istemiyorum diye karşı çıkmak en belirgin tepkiler arasında geliyor. İnsan zaman zaman öylesine açık açık yazmak istiyor ki, körü körüne zihniyet sebebiyle bunu yapmaktan vazgeçtiği zamanlar oluyor.

Zaten, yazılanları anlayan anlıyor. Şu firma, şunu yapmak istiyor: Ya evet ya da hayır. Tartışma – görüş beyan etme yok.  Sadece TARAF TUTMA var.

Biz istiyoruz; bu yüzden ne olursa olsun destekliyoruz. Anlamadan etmeden, sadece olumlu gelen yanlarını aksettirerek destekliyor ve istiyoruz. Tam tersi, biz istemiyoruz, bu yüzden ne olursa olsun desteklemiyoruz. Hatta, anlamadığımız halde bu konudaki tüm olumsuzlukları bilmeden etmeden beyan ediyoruz, anlayışı hakim.

Bazı şeyler ileri sürerek, olumlu ve güzel olacak her şeyin önüne set çekilmeye çalışılıyor.
Şu an konu Efes’se, evet Efes.

Ben içerim-içmem. Sen içersin-içmezsin. İçersin, içmez görünürsün. Hiç birisi şahısları ilgilendirmez. Ama orada üretilen, sadece ve sadece bizim ilçemizde tüketilecek anlayışı, ya da burada üretilmese, ilçede kimsenin bira içmeyeceği anlamına gelmiyor. İçmek isteyen bir şekilde içer.
Youtube ilk kapandığı zamanlar, Sayın Başbakan, kendisinin bu siteye mahkeme kararıyla yasak olduğu halde girdiğini beyan etmişti. Buna paralel, tesis kurulmasa, ilçemizde bira satışı ve tüketimi olmayacak mı? Ve zaten yok mu?

İşin açıkçası, aç gezmekten, hırlı-hırsız iş yapmaktan, evinin eksiğini giderememektense sigortalı, maaşlı bir işte çalışıp paranı kazanmak en doğrusudur. Sadece ve sadece içki haramdır olayına işi dayatmak bence doğru değil. İçki tüketen, zaten tüketiyor ve zaten tüketmeye devam edecek. Eski defterleri açıp örnek göstermek de ne derece doğru bilemiyorum.

İlla, her işletmenin az da olsa çok da olsa olumsuzlukları, getirisi-götürüsü olacak. Ama bir yerde takılıp kalmak doğru değil. Sadece; “şu yönlerden olumlu karşılamıyorum”, ya da tersi “bu yönlerden oldukça yararlı” deyip orada kalınsa sorun olmayacak.
Oysa herkesin bir düşüncesi, aklı ve beyan edecek fikri var. Dikte eder gibi görüş beyan etmeye devam etmek kimseye faydalı olmaz.

Bana göre, ilçeye kazandırabileceği sosyal imkanları ve bu denli büyük işletmenin işçisine sunacağı imkanlarla, ilçede dolaylı da olsa esnafa, çiftçiye, işçiye kazandırabilecekleri yönünden olmasında sakınca görülmeyecek bir tesis.

Sevabı, günahı herkesin kendince tartacağı işin farklı bir buyutu.
İslamiyette haram olanın sadece içki olduğu gibi yaklaşımları da anlamış değilim. İstemeyen herkes, hiç mi haram iş yapmıyor, hiç mi günaha girmiyor?

Kredi kartı kullanıyor herkes. Muhakkak tam ödenmeyen aylar oluyordur, bunun sebebiyle bankaya faiz ödenmiyor mu?

Diyenler hiç mi bankadan kredi çekip faiz ödemiyor?
Hiç mi, yalan – inkar yok hayatlarında? Çeşitliliği her türlü uzatabiliriz, ama sadece işgüzarlık için içki haramdır da işi dayatmak ve mücadele edermiş gibi görünmek ilginç.

Kaldı ki, insanlar bira üreten bir fabrikada çalışmayınca hiç mi günah işlemiyor?



YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj gönder
1
Merhaba
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?